Herkesin “Keşke Çıksa!” Dediği Bu iPhone, Neden Hiçbir Zaman Üretilmedi?
Apple, iPhone tasarımını yıllar içinde pek çok kez değiştirdi. Evet, Apple’daki tasarım değişiklikleri Samsung, Huawei gibi rakiplerine kıyasla çok daha seyrek ve minimal şekilde gerçekleşti ancak sadık iPhone kullanıcılarının büyük bir bölümü, mevcut tasarımı zaten beğendikleri ve büyük bir değişiklik kullanım alışkanlıklarını değiştirebileceği için tasarımda küçük değişiklikler olmasının daha iyi olduğunu savundu. Belki de Apple’a laf söyletmek istemediler bilemiyoruz tabii…
Apple, gerçekte tasarıma küçük dokunuşlar yapsa da her iPhone lansmanından önce uçuk kaçık iPhone konseptleri gördük. Gerçi iPhone 6’dan bu yana Apple’ın tasarım konusunda daha da muhafazakarlaşması ile konsept tasarımların sayısı ciddi şekilde azaldı. Bugünlerde Apple’dan beklenen en büyük tasarım değişikliği, FaceID’nin ekranın altına alınması ve Android telefonlarda olduğu gibi nokta delikli bir ekranla karşımıza çıkması. Yıllar yıllar önce ise çok daha yenilikçi tasarımlar görmeyi hayal ediyorduk ki viral olan konseptlerden birinin içimizde ukde kaldığını söylemek yanlış olmaz.
Bir dönem hepimizi heyecanlandıran konsept iPhone şu şekildeydi:
Yaşınız yeterince büyükse ve teknolojiye ucundan kıyısan biraz merakınız varsa yukarıdaki iPhone konseptini en az bir kere görmüşsünüzdür. iPhone 5 tasarımının “edge” yani kavisli ekran ile buluştuğu bu konsept, o yıllarda pek çok kişinin hayallerini süslüyordu. Ancak hepinizin bildiği üzere Apple hiçbir zaman böyle bir iPhone piyasaya sürmedi. Tamam da Apple, hemen herkesin “Çıksa da alsak!” dediği bir tasarımı neden hiçbir zaman tercih etmedi? Bunun 3 temel nedeni bulunuyor:
- Ar-Ge
- Maliyet
- Kullanıcı deneyimi
Bu tasarıma sahip bir iPhone üretmek, bugün bile neredeyse imkansız
Samsung’un ilk kavisli ekrana sahip telefonu olan Galaxy Note Edge, günümüzden 10 yıl önce tanıtıldı. Samsung, Galaxy S24 Ultra’ya kadar 9 yıl boyunca azalarak da olsa kavisli ekranlar kullanmaya devam etti. Ancak yukarıdaki görselde de görebileceğiniz üzere Samsung, çok daha geniş açılı ve minimal kavislere sahip ekranlar kullanıyordu. Kaldı ki Samsung da ekranlardaki kavis miktarını her modelde biraz daha azalttı.
Paylaşılan konseptte ise dar açılı bir kavisli ekran görüyoruz. Günümüzde katlanabilir akıllı telefonların ekranları dahi bu kadar dar açıyla katlanamıyorlar. Dolayısıyla 8-10 yıl önce böylesine bir kavisli ekran üretmek muhtemelen imkansızdı. Mümkün olsa bile son derece kapsamlı bir ar-ge çalışmasına ihtiyaç duyuyordu ki bu, muhtemelen Apple’ın fazladan milyarlarca dolar harcaması gerekeceği anlamına geliyor. Bu gerçek de bizi ikinci maddeye taşıyor.
Böyle bir iPhone’un fiyatı, “normal” iPhone’lardan çok daha yüksek olurdu
Pek çok kişi, yeni bir akıllı telefon bakarken ilk olarak kamera, depolama alanı, işlemci gibi özelliklerine odaklansa da akıllı telefonların en pahalı parçaları ekranlarıdır. Yani halihazırda satışta olan düz ekranlı iPhone’ların fiyatını dahi en çok etkileyen unsur ekran özellikleri. OLED panel kullanması, yüksek yenileme hızları sunması gibi detaylar, iPhone fiyatlarını yukarıya çekiyor.
Tahmin edebileceğiniz üzere kavisli ekranlar, standart ekranlardan çok daha pahalı. Üstelik daha önce üretilmemiş seviyede dar kavisli bir ekran, tahmin edebileceğiniz gibi çok çok daha pahalı olacaktı. Apple, bu maliyet farkını ya kâr marjını kısıp fiyatlara minimum şekilde yansıtacak ya da 8-10 yıl önce bugünkü iPhone’larda bile pahalı bir iPhone ile karşı karşıya kalacaktık. Tahmin edebileceğiniz üzere bu, ticari açıdan hiç de mantıklı bir hamle olmazdı.
Böyle bir iPhone hiçbir zaman üretilmedi, çünkü neden üretilsin ki?
Konsepti dikkatlice incelediğinizde ahize ve TouchID bölümünde son derece geniş çerçeveler olduğunu görebiliyorsunuz. Bu son derece normal çünkü o yıllarda uçtan uca ekranlı telefonlar henüz piyasaya sürülmemişti. Peki durum böyleyken Apple’ın tasarım çalışmalarını kalın çerçevelerden kurtulmaya mı yoksa kavisli ekran geliştirmeye mi odaklaması daha mantıklı bir seçim olurdu?
Bi’ durup düşünelim. Kullandığınız telefonun yanında bir ekran bulunması size nasıl bir fayda sağlardı? Bu ekranda sosyal medyada gezinemezsiniz, mesajlaşamazsınız, video izleyemezsiniz, kamerayı kullanamazsınız, oyun oynayamazsınız… O halde bu ekran ne işe yarayacak? Muhtemelen fiziksel tuşlar yerine sanal düğmeler sunacak. Tabii bu durumda sesi açıp kapamak için bile doğru yere dokunduğunuzdan emin olmanız için telefonu yan çevirmeniz gerekecek. Yani kullanıcı deneyimi iyileşeceğine gerilemiş olacak.
Apple, çoğumuza göre mantıklı olanı seçerek odağını ekran/gövde oranını artırmaya çevirdi ve iPhone 7’nin kalın çerçeveli hantal tasarımından iPhone X’un geniş ekranına geçiş yaptık. Daha geniş ekranın kullanıcı deneyimini ne kadar iyileştirdiğini düşündüğümüzde en azından bu içeriğimize konu olan konsept iPhone’daki gibi ultra kavisli bir ekranın pek de gerekli olmadığına ikna oluyoruz. Samsung da buna ikna olmuş olacak ki Galaxy S24 Ultra ile birlikte kavisli ekranlara tamamen veda etti.